Bugun...



YARDIMCIOĞLU “VERGİDE ADALETSİZLİK OLDUĞU SÜRECE TASARRUF TEDBİRLERİNDEN İSTENİLEN SONUÇ ALINAMAZ”

Batı Asya Araştırmaları Enstitüsü Başkanı (BAAE) Başkanı Prof. Dr. Mahmut Yardımcıoğlu, hükümetin açıkladığı Kamuda Tasarruf Tedbirleri Paketinin eksik olduğunu belirtti.

facebook-paylas
Güncelleme: 15-05-2024 20:46:45 Tarih: 15-05-2024 20:40

YARDIMCIOĞLU “VERGİDE ADALETSİZLİK OLDUĞU SÜRECE TASARRUF TEDBİRLERİNDEN İSTENİLEN SONUÇ ALINAMAZ”

YARDIMCIOĞLU VERGİDE ADALETSİZLİK OLDUĞU SÜRECE TASARRUF TEDBİRLERİNDEN İSTENİLEN SONUÇ ALINAMAZ”

 

Batı Asya Araştırmaları Enstitüsü Başkanı (BAAE) Başkanı Prof. Dr. Mahmut Yardımcıoğlu, hükümetin açıkladığı Kamuda Tasarruf Tedbirleri Paketinin eksik olduğunu belirterek, zamanlamanın yanlış olduğunu söyledi. Tasarrufun ülke ekonomisi iflas ettiğinde değil, sürekli uygulanması gerektiğine dikkat çeken Yardımcıoğlu, vergide adaletsizlik olduğu sürece tasarruf tedbirlerinden istenilen sonucun alınamayacağını kaydetti.

 

Tasarruf tedbirlerinin sadece kamuda değil, en tepeden, saraydan başlaması gerektiğine dikkat çeken Yardımcıoğlu, devletin tüm kademelerinde tasarruf bilincinin oluşturulmasının önemine vurgulayarak vergi borcunu 1 ay ödeyemeyen küçük esnaf ile sürekli vergi affına uğrayan kocaman iş adamlarına yaklaşımın daha adil olmasını belirtti.

Yardımcıoğlu, “Sayın Mehmet Şimşek ve sayın Cevdet Yılmaz, tasarruf genelgeniz eksiktir! Normal bir ülkede zaten rutinden olarak var olması gerekenlerden olan tasarruf, sihirli kelimedir bu ülkede. Türkiye’de ekonomi ne zaman iflas etse vatandaş ne zaman çarşıda pazarda yangınla karşılaşsa hükümetlerimizin aklına hemen tasarruf gelir, gelir ve hemen tasarruf paketi açıklanır sayın ahalimize. Halkımızı, aslında ucu kendine dokunana kadar şatafat ve saraylar filan hiç rahatsız etmez ama ucu sayın milletimize dokununca sayın hükümetimizin israfları göze batar, rahatsız eder. Bizim ülkemizde gülünç bir döngüdür bu aslında. Ekonomi iflas edene kadar tasarruf konuşulmaz, ekonomi iflas edince tasarruftan başka bir şey konuşulmaz. Vatandaşlık şuurunu yitirmiş olan siz değerli yurttaşları tenzih ediyorum ama kamuda tasarruf olması için önce millet lazımdır. Avanta kavramını hayatının felsefesi olarak benimsemiş tipler için tüyü bitmemiş yetim hakkı yemek ayıp değildir. Ar damarının çatlaması sadece medeni insanlar açısından sorundur” dedi.

“Bedava sirke baldan tatlıdır”, “Üzümünü ye bağını sorma”, “Bal tutan parmağını yalar”, “Nerede beleş oraya yerleş” ve “Devlet (devletin) malı deniz, yemeyen keriz (domuz)” gibi yanlışı meşrulaştıran sözleri, atasözü olarak içselleştiren gönüllü yüzsüzlere değinen Yardımcıoğlu, bu insanlara “Siyasi ahlaksızlık kavramını ve tasarrufu, israfı anlatabilir misiniz?” sorusunu sordu.

“DOĞRULAR SORGULANIR YANLIŞLAR ONORE EDİLİR”

Türkiye’de örnek davranışlar sergileyen insanların örnek alınmadığını ifade eden BAAE Başkanı Prof. Dr. Mahmut Yardımcıoğlu, “Kimin yamuğu varsa o alkışlar, doğrular sorgulanır yanlışlar onore edilir. Bakın hatırlayalım, dolandırıcılıktan kırmızı bültenle aranan ‘Jet Fadıl’ için Türkiye seninle gurur duyuyor sloganları atılmıştır, omuzlara alınmıştır bu adam ve milletvekili seçtirilmiştir bu ülkede. Rıza Sarraf‘a ‘hayırsever’ denilmiştir bu ülkede, teşekkür plaketi verilmiştir. Bunlarla gurur duyan bir toplumun israf’tan, çarçur’dan filan rahatsız olması mümkün müdür?” şeklinde konuştu.

“SADECE DÜZGÜN İNSANLAR CEZALANDIRILIR BU ÜLKEDE”

Devleti temsil noktasındakilerin millete ayrımcılıkla yaklaştığı tespitinde bulunan Yardımcıoğlu, şöyle konuştu: “Türkiye’de sadece namuslu insanların namusuyla para kazanması suçtur, alın teri ile çalış mesela ev al, arkandan dedikodunu yaparlar bu da çok zenginleşti, filan derler ama yolsuzlukla servet yap kaynağını merak eden olmaz. Mesela farz edelim trafik sıkışır, siz beklersiniz trafiğin açılmasını ama emniyet şeridinden vızır vızır giderler. O, sizi keriz yerine koyarak vızır vızır gidenlere güya trafik cezası yazılır ama trafik cezası affı çıkarılır onlar için. Veya siz bankadan kredi çekersiniz yanınızda çalışanların sigorta primini yatırırsınız ama birileri primlerin üstüne yatıp kendine o parayla yat alanlara prim affı çıkar. Siz günü gününe verginizi ödersiniz. Aman kuruş sektirmeyeyim diye böyle koşa koşa gidip elektrik su faturalarınızı ödersiniz ama tek kuruş ödemeyip size, böyle enayi yok, diyenler o kadar çoktur ki... Sadece düzgün insanlar cezalandırılır bu ülkede. Namusuyla çalışan inek gibi sağılır ama parasını yurtdışına kaçıranın vergisini silinir. Memleketi soyanlara plaket verirler, namuslu vatandaşın peşine dedektif takarlar, yakasına yapışırlar. Kırmızıda geçip yayaları ezenler görmezden gelinir, sen kurallara titizlenirsin habire yolda yolunu kesip evrak sorarlar. Çöp kutusu bulana kadar böyle elindeki peçeteyi bile iki saat gezdirirsin, atamazsın sokağa. Adam sokağa tükürür. Namuslu insanları ahmak yerine koyan yönetimlerin ve zihniyetlerin, devleti milleti düşünüp tasarruf filan yapması mümkün müdür hiç? Balık baştan kokar. İmam ne yaparsa cemaat ne yapmaz! En tepedeki, en aşağıdakine rol model olur, toplumun kılcal damarlarına kadar silsileyle sirayet eder bu durum.”

“KIÇINDA DON YOK AMA HER YER SARAY”

Milletin, memleketi yönetenleri saraylara layık gördüğünü aktaran Yardımcıoğlu, “White House bütün dünya beyaz ev olarak geçer. Amerikan başkanlarının oturduğu yerdir burası. Ama biz Beyaz Saray deriz! Tüm dünya istediği kadar ev diyebilir. Çünkü bizim eşit birey olmayı reddeden kafamıza göre memleketi yönetenler saraylara layıktır. Bu zihin yapısındaki toplum tasarruf yapabilir mi israfa anlatabilir misiniz? Çünkü bizim kafamızda o evlerde oturup ülkeyi yöneten kişi demokratik bir figür değildir. Adalet Sarayı, Belediye Sarayı, Nikah Sarayı, Simit Sarayı. Kıçında don yok ama her yer saray. Açlıktan nefesi kokarken saray hastalığına tutulmuş bir toplum yaşanan bu korkunç israfı fark edebilir mi?” ifadelerine yer verdi.

“AMERİKAN BAŞKANLARI YEDİKLERİ YEMEĞİN FATURASINI BİLE KENDİ MAAŞLARIYLA ÖDERLER”

Türk halkının kafasındaki saray algısı ile Amerika’nın Beyaz Saray’ını ve karşılaştıran Yardımcıoğlu, açıklamasını şöyle sürdürdü: “Milletimizin saray zannettiği o beyaz sarayda oturan Amerikan başkanları o saray zannedilen devlet konutunda yedikleri yemeğin faturasını bile kendi maaşlarıyla öderler. Kullandıkları diş macunundan tuvalet kağıdına, kuru temizleme masraflarına hatta ayakkabı boyasına kadar tüm kişisel harcamalarını kendi maaşlarından öderler. Her ay sonunda ABD başkanın önüne harcamalarının faturası bırakılır, başkan ve ailesinin kişisel harcamalarının dökümüdür bu. Başkan da bunları kendi cebinden öder. Mesela başkan ve ailesinin canı ne çekiyorsa söylerler. Beyaz Saray’ın mutfağında o yemekler pişirilir. Ne içmek istiyorlarsa o servisin kullanılan ürünlerin hangi markalardan olmasını istiyorlarsa o markalardan satın alınır ama hepsini başkan kendi cebinden öder. Kurabiyeden çay parasına kadar kendi maaşlarından öderler. Beyaz sarayın konut bölümünde yani başkan ve ailesinin ev olarak kullandığı bölümde görev yapan hizmetçilerin, garsonların ücretini kendi maaşlarından öderler.”

“DEVLETİN KESESİ BAŞKANIN ŞAHSİ CÜZDANI DEĞİLDİR”

Beyaz Saray ile ülkemizdeki harcama kalemlerini ve bu kalemlerin finansmanına değinen Yardımcıoğlu, şunları kaydetti: “ABD başkanları devletin resmi görev haricinde devlet kesesinden bir kuruş bile harcayamaz ve o beyaz ev denilen yerde sadece kira ödemeden oturur, hepsi bundan ibarettir. Orası monarşi değil cumhuriyettir. Devletin kesesi başkanın şahsi cüzdanı değildir. Başkanlık uçağına devletin resmi görevlisi hariç bir kişiyi bile alırsan o bir kişi için First Class uçak bileti kadar parayı kendi maaşından ödersin. Tasarruf tedbirlerine en tepeden en alta kadar uyulmalıdır ve sadece belli bir dönem için değil sürekli uygulanmalıdır. Tasarruf olmaz ise itibar da olmaz.”

 




Bu haber 1625 defa okunmuştur.


FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER GÜNDEM Haberleri

YUKARI YUKARI